Azerbaycan Milletvekili Meşhur Memmedov– “Ağdaban Faciası uluslararası hukuk temelinde bir soykırım eylemi olarak değerlendirilmelidir”
Ülker Piriyeva – Azerbaycan
Azerbaycan Parlamentosu Milletvekili Meşhur Memmedov, “Ağdaban faciası uluslararası hukuk temelinde bir soykırım eylemi olarak değerlendirilmelidir”– diye tarihe not düştü.
Azerbaycan Milletvekili Meşhur Memmedov, “Ermeni silahlı kuvvetlerinin Karabağ’da işlediği Ağdaban faciasnın üzerinden 30 yılı aşkın bir süre geçti. Evet, Ağdaban trajedisi Ermenistan’ın Azerbaycan’a yönelik saldırganlığının en kanlı sayfalarından biri olarak hafızamıza kazınmıştır”, – dedi.
Milletvekili Meşhur Memmedov – “Bir zamanlar kucakladığımız hain komşularımızın bize karşı sadece toprak iddiasında bulunmakla yetinmediklerini belirtelim. Azerbaycan halkının iradesini, azminii kırmak için bir dizi kanlı olay ve trajedi gerçekleştirdiler. Yüzlerce sivilimizin ölümüne sebep olan Ermeni cellatları kadınlara, çocuklara, yaşlılara bile merhamet göstermediler. Ağdaban köyünün tamamen yok edilmesi bir savaş suçudur ve failleri cezalandırılmalıdır.
Evet, o zamanki hükümetin beceriksizliği nedeniyle halkımızın ciddi şekilde maruz kaldığı Ağdaban faciasından önce, Malıbeyli, Guşçular ve trajedilerin en kötüsü olan Hocalı trajedisi vardı.
Unutulmamalıdır ki Ağdaban köyünün mahv edilmesindeki amaç Kelbecer bölgesinin işgalini başlatmak idi. Düşman planlı bir şekilde ilerliyordu – Evleri kim yağmalayacak, hayvanları kim götürecek, yardımsız kalan insanları kimler esir götürecek, direnenleri kim öldürecek. Bütün bunlar önceden belirlenmişti.Böylelikle, 8 Nisan 1992’de Ermeni silahlı kuvvetleri Ağdere ilçesine bağlı Çapar köyü yönünden Çaygovuşan ve Ağdaban köylerine saldırdı. O gece 130 evden oluşan Ağdaban köyü tamamen yakıldı ve yeryüzünden silindi.Köyün 779 siviline işkence yapıldığını, 67 kişinin öldürüldüğünü, 90-100 yaş arası 8 kişinin, 2 küçük çocuğun ve 7 kadının diri diri yakıldığını belirtmek isterim. Ayrıca 2 köy sakini kayboldu, 12 kişi ağır yaralandı ve 5 kişi rehin alındı. Evet, sayısız katliam yapan Ermenilere dur denilmedi. Dünya güçleri ve tüm uluslararası teşkilatlar, insanlığa karşı yaşanan kanlı olaylara hiç tepki göstermedi.
Ermeni vandalizm politikasının hedeflerinden biri de Azerbaycan’ın kültürel mirasını yok etmekti. Azerbaycan edebiyatına eşi görülmemiş katkılarda bulunan büyük Komutan Şah İsmail Hatayi’in silah arkadaşı Miskin Abdal Ocaği’nin halefi olan Ağdabanlı Gurban’ın da bu köyde yaşadığına dikkatinizi çekmek isterim. Düşman, klasik aşık şiirinin üstadlarından olan Gurban Ağdabanlı ve oğlu Dede Şemşir’in el yazmalarını yakmış ve bu büyük belağatli www.archiprixturkiye.org söz üstadının sanatsal mirasını ve tüm koleksiyonunu yok etmişti.Evet, ağır işkencelere maruz kalan ve evleri yıkılan Ağdabanlılar, doğdukları köyü terk etmediler. Ağdabanlılar köyü yeniden inşa edip yaşamaya başladılar. Lakin 27 Mart 1993’te Ermeni ayrılıkçıların Kelbecer bölgesine saldırması üzerine işgal Ağdaban köyünden yeniden başladı. Ermeni militanlar tekrar köye saldırdı ve köyü yok ettiler.
Böylece ikinci trajediyi Ağdaban köyünde gerçekleştirdiler. Ne yazık ki Ağdaba’nın ikinci işgali, Kelbecer’in Ermenistan tarafından tamamen işgal edilmesi anlamına geliyordu. Kelbecer, 2 Nisan 1993 tarihine kadar Ermeni silahlı kuvvetleri tarafından dört bir yandan kuşatıldı ve tamamen işgal edildi. Ermeniler uzun zamandır Ağdaban’ı sadece stratejik bir yer olduğu için değil, aynı zamanda Kelbecer edebi ortamının merkeziolduğu için de hedef almışlardı. Onlar Ağdaban’da sadece soykırım yapmadılar, ermeni işgalciler tarafindan tarihi, mimari ve kültürel anıtlar tahrip edildi, kutsal türbeler, mezarlıklar aşağılandı ve tahrip edildi.
Ağdaban trajedisinin ilk hukuki ve siyasi değerlendirmesini büyük lider Haydar Aliyev verdi. Ulusal lider, Ağdaban’da yaşananları en büyük insanlık suçu olarak ve tüm insanlık adına bir utanç olarak nitelendirdi.
Ağdaban trajedisinin, suçun özelliği ve niteliği nedeniyle 9 Aralık 1948’de Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından kabul edildi ve aynı zamanda “Soykırım Suçunun Önlenmesi ve onun için Cezalandırılmahakkında” Konvensiyonun hükümlerine de tam olarak uymaktadır.
Dolayısıyla bu trajedi uluslararası hukukta bir soykırım eylemi olarak değerlendirilmeli ve Ağdaban köyündeki sivil nüfusa yönelik bu katliam dünya toplumu tarafından bir soykırım suçu olarak kabul edilmelidir.”
Trajedi kurbanlarını saygıyla anıyoruz..